Yazı
Yazar : Ali DENİZ
2025-02-19 14:59:31
Görüntülenme
Akademik ve İdari Personelin Sorunları Çözülmeden Küresel Rekabet Mümkün Değil
Ali DENİZ

Yükseköğretim kurumları, sadece bireysel gelişimin ve akademik bilgi üretiminin merkezi değil, aynı zamanda toplumsal değişimin, ekonomik kalkınmanın ve nitelikli insan gücü yetiştirmenin de kilit aktörleridir. Ancak bu büyük sorumluluğun hakkıyla yerine getirilebilmesi, sistemin bütün unsurlarıyla adil, liyakat esaslı ve huzurlu bir çalışma ortamı sunmasıyla mümkün olabilir.

 

Bugün, yükseköğretim çalışanlarının giderek karmaşıklaşan ve çözüm bekleyen sorunlarla boğuştuğu bir dönemden geçiyoruz. Akademik kariyer yollarındaki belirsizliklerden idari personelin yer değişikliği taleplerine kadar pek çok mesele, artık görmezden gelinemeyecek bir noktaya gelmiştir. Tam da bu nedenle, saha çalışmalarımız ve ilgili taraflarla yaptığımız görüş alışverişi neticesinde, akademik ve idari personelin önemli sorunlarını beş temel başlıkta ele alan odak analiz serimizde de ifade etmiş, bu sorunlara daha önce de dikkat çekmiştik.

 

Uluslararası üniversitelerde akademik kariyer planlaması, şeffaf ve liyakat odaklı mekanizmalarla yürütülmektedir. Ancak ülkemizde, akademik yükselme kriterlerinin belirsizliği ve adaletsiz yapısı, bilimsel üretkenliği olumsuz etkilemektedir. Mevcut sistemde yayın sayısına dayalı değerlendirme yapılması, akademisyenleri nitelikten çok niceliğe odaklanmaya zorlamaktadır. Özellikle sosyal bilimlerde, uluslararası yayın zorunluluğunun bilgi ve sermayenin yurt dışına kaymasına neden olduğu açıktır. Küresel rekabet gücünü artırabilmek için akademik kariyer yolculuğunun daha liyakat odaklı ve adil bir şekilde yönetilmesi, ancak şeffaf kriterler ve ulusal dergilerin güçlendirilmesiyle mümkün olabilir.

 

Avrupa ve ABD'deki üniversitelerde güvenlik görevlilerine sağlanan çalışma koşulları ve özlük hakları, Türkiye'deki durumdan oldukça farklıdır. Üniversitelerde ve diğer kamu kurumlarında görev yapan koruma ve güvenlik personeli, görev tanımlarının belirsizliği, yetki karmaşası ve özlük haklarındaki eşitsizliklerle yüzleşmek zorunda kalmaktadır. Fiili Hizmet Süresi Zammı'ndan (yıpranma payı) yararlanamamaktadırlar ve fazla mesai ücretlerinde adil bir düzenleme olmaması önemli bir sorundur. Kamu güvenlik personelinin statüsünün netleştirilmesi, fazla mesai ücretlerinin düzenlenmesi ve eğitimlerinin iyileştirilmesi, bu meslek grubunun hak ettikleri değeri görmeleri için şarttır.

 

Dünyanın önde gelen üniversiteleri, akademik teşvik sistemlerini sadece yayın sayısına değil, bilimsel katkının niteliğine göre şekillendirmektedir. Türkiye’de ise akademik teşvikin, bilimsel üretimi artırmayı amaçlarken kaliteyi geri plana atan bir yapıya dönüşmesi, önemli bir akademik etik sorununa neden olmaktadır. Bugün akademisyenler, bazı düşük kaliteli dergilere yayın yapmak zorunda bırakılmaktadır. Lisansüstü eğitim, tez danışmanlığı, ders geliştirme gibi faaliyetlerin de teşvike dahil edilmesi gerekir. Akademik teşvikin daha adil ve liyakat odaklı hale getirilmesi elzemdir.

 

ABD ve Avrupa ülkelerinde üniversite çalışanları için merkezi yer değişikliği sistemleri uygulanmaktadır. Türkiye’de ise üniversitelerde idari kadroda çalışan personelin, yer değişikliği taleplerinde karşılaştıkları engeller, aile bütünlüğünü zedelemekte ve çalışma motivasyonlarını olumsuz etkilemektedir. Muvafakat şartı nedeniyle haklı gerekçelerine rağmen yer değişikliği yapamayan personelin mağduriyeti büyüyerek devam etmektedir. Bu sorunun çözümü için YÖK tarafından merkezi bir yer değişikliği sisteminin kurulması ve objektif puanlama esaslı bir değerlendirme mekanizmasının hayata geçirilmesi gerekmektedir.

 

Özellikle 50/d statüsünde çalışan araştırma görevlilerinin iş güvencesiz bir sistemde çalışması, akademik kariyerin belirsizliklerle dolu olmasına neden olmaktadır. 50/d statüsü kaldırılmalı, bütün araştırma görevlileri 33/a kadrosuna geçirilmelidir. Gelişmiş ülkelerde, akademik personelin istihdam süreçleri daha güvence altına alınmıştır ve akademik kariyer yolları belirli bir sistem içinde ilerlemektedir. Türkiye’de de bu yapıyı güçlendirmek için doktora sonrası akademisyenlerin öğretim üyeliğine geçiş süreci kolaylaştırılmalı, akademik kariyer yolculuğunda şeffaflık sağlanmalıdır.

 

Eğitim-Bir-Sen olarak, akademik ve idari personelin bu çözüm bekleyen sorunlarının takipçisi olmaya ve yetkili mercilere sunmaya devam edeceğiz. Küresel ölçekte rekabet edebilen bir yükseköğretim sistemi oluşturmak, ancak çalışanların huzurlu ve adil bir çalışma ortamına sahip olmasıyla mümkün olacaktır.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen