Yenidönem Gazetesi’nde 22 Şubat 2013 tarihinde “Memur-Sen’in Yaptığına Bakın” başlığıyla Yüksel Baysal’ın kaleme aldığı köşe yazısına Eğitim Bir Sen Bursa Şubesi Başkanı ve Memur-sen İl Temsilcisi Numan Şeker’in cevabı aşağıdadır.
Sayın Yüksel Baysal;
Yenidönem Gazetesi’nde 22 Şubat 2013 tarihinde “Memur-Sen’in Yaptığına Bakın” başlığıyla kaleme aldığınız köşe yazısında dile getirdiğiniz görüşlere istinaden hazırladığımız cevabi yazı aşağıdaki gibidir.
Memur-Sen Konfederasyonu 11 iş kolundan oluşan ve şu an itibariyle Türkiye’nin en geniş tabanlı STK’sı olma özelliğini taşımaktadır.
Memur-Sen, üyelerine ve tüm kamu çalışanlarına insan onuruna yaraşır bir hayat düzeyi sağlamak için elverişli ücret ve sosyal yardımlar ile daha iyi çalışma şartları ve mesleki saygınlık kazandırmayı amaçlamaktadır. Öncelikli amacı üyeleri ve bütün kamu çalışanlarının haklarını savunmak ve geliştirmek olan Memur-Sen aynı zamanda etkili bir sivil toplum kuruluşu olma özelliği de taşımaktadır. Memur-Sen yüklendiği misyon çerçevesinde toplumsal konulara da azami oranda duyarlılık göstermektedir.
Bunun gereği olarak üyelerinin ve kamuoyunun taleplerine duyarsız kalmayan Memur-Sen demokratik ilkelere bağlı kalarak bu talepleri dillendirmektedir.
Yazınızda adı geçen Vali Orhan Taşanlar 28 Şubat Askeri Darbesi’nde adeta gönüllü neferlik yapmış, ortaokul çağındaki kız öğrencilerin sahip çıktığı başörtüsünden dolayı, onları zamanında okulun bahçesinden içeriye sokmamıştır. Bu da yetmemiş gibi hakkını arayanların joplatılması için talimat vermiştir. Taşanlar, feryatlara kulağını kapatarak, yüzlerce gencimizi ve değerlerimizi yıkıp geçmiştir.
İşte bu yüzden Memur-Sen olarak ekonomik, soysal ve özlük haklarından önce özgürlük mücadelesi veriyoruz. Bunun için anti demokratik uygulamalar hangi iktidar döneminde ve ne zaman olursa olsun hep karşısında durduk. Başörtüsü meselesini de insanlık ve inanç hakkı olarak gördüğümüz için 10 milyon imza kampanyasını başlattık. Kaldı ki yazınızda “kamuya türbanı sokarak Türkiye’yi Suudi Arabistan, İran ligine indirmeye kararlı görünüyorlar” ifadesinin Türkiye’de gerçekleşmemesi için mücadele veriyoruz.
Şöyle ki; İran ve Suudi Arabistan’da başörtü zorunluluğu/dayatması var. Biz de diyoruz ki; Türkiye’de de kamuda baş açık zorunluluğu dayatması olmasın. İkisi de aynı şeyi ifade ediyor. İsteyen başörtülü, isteyen baş açık herkes inandığı gibi kendini rahat hissettiği şekilde giyinerek işyerine gitsin. Bizim Orhan Taşanlar’ın şahsına karşılık hiçbir itirazımız yok, olamaz da. Ancak darbe savar bir sendika olduğumuz için, darbe severlere karşı mücadelemiz en temel ilkelerimizdendir. Biz Orhan Taşanlar isminin kaldırılarak yerine Dilek Gürgen isminin verilmesinin anlamlı olacağını düşünerek bu teklifi yaptık. Zira Dilek Gürgen, Orhan Taşanlar’ın emri ile 14 yaşında sadece başörtülü olduğundan dolayı okula alınmayarak evine gönderildiğinden arabanın altında kalarak ayağını kaybetmiştir. Bu çocuğun ayağını kim geri verecek. Biz bunun için diyoruz ki; sizin gibi demokratik düşünen yazarlarımız, zalimlerin yanında mı, mazlumların yanında mı yer alacak? Bir hemşerin olarak bunu soruyorum. İnanıyorum ki; tanıdığım Yüksel Baysal mazlumların yanında yer alır.
Numan Şeker
Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi
Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı
Yüksel Baysal - Yeni Dönem Gazetesi
http://www.yenidonemgazetesi.com