Numan Şeker; Demokratikleşme Paketi bazı konularda yetersiz

Şeker, “Eksiklikerin Tamamlanmasını Bekliyoruz”

Şeker, “Eksiklikleri Olan Bir Paket”

Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şubesi Başkanı Numan Şeker, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “Demokratikleşme Paketi”ne ilişkin açıklamalarda bulundu.

Şeker açıklamasında paketin içeriğinde yer alan birçok olumlu ve önemli gelişmelerin olduğuna dikkat çekerek, “Bizler de temel hak ve hürriyetleri genişletici mahiyette her türlü adımı alkışlayarak bu süreçte gerekli desteği sağlayacağımızı belirtmek isteriz” ifadelerine yer verdi.

Şeker, Demokratikleşme Paketi ile Kamuda başörtüsü yasağının kısmen kaldırılması, andımız uygulamasına son verilmesi ve dini vecibelerin yerine getirilmesinin engellenmesinin ceza kapsamına alınması gibi mühim açılımların yapıldığını aktardı.

Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Şeker, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ” Nefret suçunun cezasının artırılması, kişisel verilerin korunmasına yasal düzenleme getirilmesi, özel okullarda farklı dil ve lehçelerin önünün açılması, toplantı, gösteri ve yürüyüşlerde temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı kimi düzenlemelerin kaldırılacak olması, yardım toplama konusunda kısıtlamaların kaldırılması gibi alanlarda yasal ve idari düzenleme yapılacak olması temel insan hak ve hürriyetleri -özellikle ifade, eğitim-öğretim ve örgütlenme hürriyeti- noktasında son derece olumlu ve önemlidir. Tüm bu gelişmelerden dolayı Demokratikleşme Paketi’ni destekliyor ve devamını bekliyoruz”

Şeker, bu paketle beraber hala birtakım beklentilerinin karşılanmadığını ve tekrar bir düzenleme yapılması gerektiğini ifade etti.

Kaldırılması noktasında mücadele ettikleri Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliği’nin kadın çalışanların için söz konusu olan kısıtlamaların kaldırılmasından memnuniyet duyduklarını belirten Şeker, aynı uygulamanın erkek çalışanlar için de geçerli olmasını istediklerini söyledi. Şeker, “Kılık ve kıyafeti seçme özgürlüğünü sağlayacak bir düzenlemenin öngörülmemesini bir eksiklik olarak görüyoruz” dedi.

7 aydır sivil itaatsizlik eylemleri ile bu yasağa son vermek için mücadele ettiklerini belirten Şeker, “12 milyon imza toplayarak kamuda kılık kıyafet konusundaki halkımızın taleplerini ilettik. Çalışmalarımız kısmen de olsa meyvesini verdi. Kısmen de olsa bir ayıp kaldırıldı” dedi.

Açıklamalarına devam eden Şeker şöyle konuştu: “12 Eylül döneminin kara bir lekesi olan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliği’nin, temel hak ve özgürlüklere, ülkemiz tarafından kabul edilen sözleşmelere, ayrımcılık yasağı gibi evrensel hukukun temel ilkelerine aykırı hükümler taşımasına ve insan onurunu hiçe sayan yasaklarıyla ve hukuka aykırı neticeleriyle birlikte halen yürürlüktedir.”

Kamuda kılık ve kıyafet sorununun nihai çözümünün, tüm kamu çalışanlarını kapsaması açısından, bahsi geçen yönetmeliğin bütünüyle ortadan kaldırılması ve bunun yanında bu ve benzeri düzenlemelerle belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmayı disiplin suçu sayan 657 sayılı Kanun’un 125/A-g maddesi ile ek 19. maddenin de yürürlükten kaldırılması olduğunu dile getirdi.

Kadın kamu çalışanları için getirilmesi düşünülen bu düzenlemeden emniyet, TSK mensupları ve hâkim-savcıların istisna tutulmasının, temel insan hak ve özgürlüklerine aykırı olduğunu belirten Şeker, “Görevi ne olursa olsun hiçbir vatandaşın ayrımcılığa tabi tutulmaması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.

Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kamu çalışanlarının mesai saatlerinin Cuma namazı vakitlerine göre düzenlenmemesinin, Anayasa’da güvence altına alınmış din ve inanç özgürlüğüne müdahale anlamına geldiğini söyleyen Şeker, “Cuma namazının göz önüne alınarak mesai saati düzenlenmesini eksiklik olarak görüyoruz” dedi.

Siyasi partilere üye olma yönündeki yasakların kaldırılmasını yerinde ve doğru bir uygulama olarak gördüklerini belirten Şeker,  “Bunun tüm kamu görevlilerini kapsayacak şekilde genişletilmesi, tüm kamu görevlilerine siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma hakkı getirilmesi noktasında tezahür etmesi gerektiği kanaatini taşıyoruz” dedi.

Şeker, memura grev hakkının tanınması gerektiği yönündeki taleplerini de tekrar yinelediklerini belirtti.

Şeker, Kamu Denetçiliği Kurumu’nca okullarda zorunlu karma eğitim uygulamasının kaldırılması noktasında tavsiye kararı aldığı bir dönemde, karma eğitim mecburiyetinin sona ermesi için, Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan karma eğitim esasının kaldırılmasına yönelik bir düzenleme olmamasının eğitimin demokratikleştirilmesi noktasındaki beklentiyi boşa çıkardığını sözlerine ekledi.