Türkiye’nin önde gelen sendikalarından Memur-Sen, kamu çalışanlarına yönelik kılık kıyafet serbestliği sağlanması için verdiği mücadeleyi bu kez 10 milyon destekçiyle sürdürmeye hazırlanıyor.
Geçtiğimiz günlerde Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafet Yönetmeliği’nin değişmesi için derslere serbest kıyafetle girerek eylem düzenleyen Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı Eğitim-Bir-Sen üyeleri, şimdi de 'Kamuda Kılık-Kıyafet Özgürlüğü için 10 Milyon İmza Kampanyası' başlattı.
Konuyla ilgili basın açıklamasında bulunan Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, “Saç, sakal, bıyık, favori ve tırnak uzunluğu ile ilgilenen, kadınlara başı açık olmayı dayatan, kazağın yakasıyla, pantolonun kumaşıyla, ayakkabının topuk boyuyla ilgilenen Anayasada ve herhangi bir kanunda olmayan 1982 model darbe dönemi kalıntısı kılık-kıyafet yönetmeliğinin artık değişmesini istiyoruz. Bunun için verdiğimiz mücadelede, kamuoyunun da desteğini arkamıza alarak yetkililere karşı çoğunluğun gücünü kullanmak istiyoruz” dedi.
MİLLETİN SEÇTİĞİ VEKİLLER, KENDİ KIYAFETİNİ SEÇEMEMEKTEDİR
Şeker, anti demokratik hüküm olarak saydıkları TBMM içtüzüğünün 56. Maddesine dikkat çekerek; “İçtüzüğün ilgili maddesinde ‘Genel Kurul salonunda yer alan milletvekilleri, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Teşkilatı memurları ve diğer kamu personeli ceket giymek ve kravat takmak zorundadırlar. Bayanlar tayyör giyerler. Görevlilerin kıyafeti Başkanlık Divanınca tespit edilir.’ Bir yanda 'Büyüyen Türkiye' ideali, bir yanda kılla, tüyle uğraşan, tek tipçi devlet mantığı.
Karşımızdaki tablo şudur: Milletin seçtiği vekiller, kendi kıyafetini seçememektedir. Başbakanı, cumhurbaşkanını seçen kadınlarımız, çalışma hayatında kendi kıyafetini seçememektedir. Başı açık çalışabilen kadınlar varken, başını örterek çalışma hakkını kullanamayan kadınlar gerçeği de göz ardı edilmemelidir. Milyonların oyuyla milletvekili seçilen Merve Kavakçı'ya, darbe dönemi ürünü bir içtüzükle haddi bildirilmiştir maalesef.” şeklinde konuştu.
Şeker imza kampanyasının işleyiş sürecine ilişkin olarak ise şu açıklamalarda da bulundu:
"Memur-Sen Genel Kurulumuzla birlikte almış olduğumuz karara istinaden kamuda kılık kıyafet serbestisine yönelik 30 gün sürecek bu imza kampanyamız için çalışmalara başladık. İmzaların Başbakanlık’a verilmesinden sonra başta konuya ilgi ve destekleri için Cumhurbaşkanlığı olmak üzere, TBMM ve siyasi partilere de bilgi verilecek. Ülke genelinde tüm kamu çalışanlarını kapsayacak imza kampanyamız, konfederasyonumuza bağlı 11 sendika, tüm şube başkanlıkları, il, ilçe ve işyeri temsilcilikleri tarafından stantlar açılarak yürütülecek. İmza kampanyamız konuyla ilgili yapılacak sempozyum, panel, konferans, afiş ve benzeri çalışmalarla da gündemde tutulacak. Şubelerimizde toplanacak imzalar daha sonra konfederasyonumuza aktarılacak ve tüm genel başkan ve genel merkez yöneticilerinin katılımıyla Başbakanlığa teslim edilecektir."
Toplumsal duyarlılığı olan tüm sivil toplum kuruluşlarına da imza kampanyasına destek olma çağrısında bulunan Şeker, kılık-kıyafet yasağı sebebiyle birçok bedelin ödendiğini söyleyerek yeni bedellerin ödenmemesi için yasağın derhal kalkması adına birlik olmalıyız dedi.