EĞİTİMCİLERİN CAN GÜVENLİĞİNİ İSTİSMAR EDEREK, SENDİKACILIK YAPMA DEVRİ BİTMİŞTİR.
DİĞER SENDİKALARIN ‘EĞİTİM-BİR-SEN ÖĞRETMENLERE SAHİP ÇIKMIYOR’ İDDİALARINA NUMAN ŞEKER’DEN YANIT
EĞİTİM-BİR-SEN BURSA ŞUBESİ KESTEL’DE ÖĞRETMENE YAPILAN ŞİDDETİ KINADI
ŞEKER: “EĞİTİMCİLERİN CAN GÜVENLİĞİNİ İSTİSMAR EDEREK, SENDİKACILIK YAPMA DEVRİ BİTMİŞTİR”
Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen Bursa Şubesi, Kestel’de geçtiğimiz günlerde öğretmene yapılan şiddeti sendika binasında gerçekleştirdiği basın açıklaması ile kınadı. Basın açıklamasında diğer sendikaların ‘Eğitim-Bir-Sen öğretmenlere sahip çıkmıyor’ iddialarını da yanıt veren Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, yapılan iddiaların doğruluk payı içermediğini belirterek kabul etmedi.
Hafta başı Kestel’de Çimento Fabrikası Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde 9’uncu sınıf öğrencisinin 2 öğretmene yaptığı şiddeti sendika binasında düzenlediği basın açıklaması ile kınayan Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, diğer sendikaların ‘Eğitim-Bir-Sen öğretmenlere sahip çıkmıyor’ iddialarına da cevap verdi.
Olayın yaşandığı tarihte okula gittiklerini Eğitim-Sen, Türk Eğitim Sen, Eğitim İş ve Aktif Eğitim Sen’in ortak hazırladığı ortak metne katılmadıklarından dolayı eylemde yer almadıklarını belirten Numan Şeker, “Diğer sendikaların hazırladığı ortak metnin içeriği tamamen siyasal iktidara yönelik aşağılayıcı tahkir edici cümlelerden oluşmaktaydı. Sorumlunun sadece İl Milli Eğitim, İlçe Mili Eğitim ve okul müdürlüklerinin olduğu vurgusu yapılmaktaydı. Hatta o metindeki bir cümlede aynen şunu ifade ediliyordu: ‘Bu olayların ve eğitimcilerin şiddete maruz kalmasının tek nedeni siyasal iktidarın aşağılayıcı, ötekileştirici, şiddeti özendirici eylem ve söylemlerde bulunmasıdır’ Eğitim-Bir-Sen Bursa Şubesi olarak biz bunu kesinlikle kabul etmedik. Bu nedenlerden dolayı ortak basın açıklamasında yer almadık. Sonrasında diğer sendikalar, ‘Eğitim-Bir-Sen üyesine sahip çıkmıyor’ gibi doğruluğu olmayan haksız iddialarda bulunarak basına açıklama yapmaktan geri kalmamıştır” dedi. Sendika olarak her zaman eğitimcileri bir bütün olarak gördüklerini ve hiçbir zaman ayrım yapmadıklarının altını çizen Şeker, “Eğitimcilerin can güvenliğini istismar ederek, sendikacılık yapma devri bitmiştir. Şiddete maruz kalan arkadaşlarımızdan biri Eğitim-Sen üyesiyken, diğer idareci arkadaşımız ise Eğitim-Bir-Sen üyesiydi. Biz her zaman eğitimcileri bir bütün olarak görüyoruz. Sendikal ayrım özelikle şiddete maruz kalan arkadaşımızın sendikal ayrım yaparak eylem yapılmasını da bir ahlaksızlık olarak görüyoruz” diye konuştu.
1 KASIM ÖNCESİ ‘DİŞE DİŞ, KANA KAN İNTİKAM’ DİYENLER, ŞİMDİ ŞİDDETİ KINIYOR
Kestel’deki eylemde Eğitim-Bir-Sen’in olmayışını fırsat bilen diğer sendikaların kendi aleyhlerinde aslı olmayan haksız iddialarda bulunmaktan çekinmediğini ifade eden Şeker, “Buradan onlara soruyorum 1 Kasım seçimlerinde Başbakanın balkon konuşmasında ‘Burada kazanan 78 milyondur. Burada kazanan demokrasidir. Burada kazanan kadınlarımızdır, gençlerimizdir, bütün mazlum coğrafyadır” dili mi ayrıştırıcıdır? Yoksa ‘Dişe diş, kana kan, intikam’ dili mi ayrıştırıcıdır” diyerek, şöyle devam etti: “Bazı sendikacılar bir taraftan burada öğretmene yapılan şiddeti kınayarak protesto edecek. Diğer taraftan da 1 Kasım öncesi ‘Dişe diş, kana kan’ deyip, hem Kandil’in emirlerini yerine getirecekler hem de onlara destek vererek, genel merkezlerinde yaralı PKK’lıları tedavi edecekler. Eğitime yapılan şiddeti kınayacaklar. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Bunu tabi ki kamuoyu da görüyor.”
ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖLMESİ Mİ GEREKMEKTEDİR?
2015 Eğitim-Öğretim yılında öğretmen ve idareciye yapılan 4’üncü saldırı olduğunu hatırlatan Şeker, “Aynı yıl içinde yapılan 4’üncü saldırının tüm toplumu derinden yaraladığı bu saldırılara karşı toplum topyekûn tepkisini göstermelidir. Çünkü bir eğitimciye yapılan saldırı bütün topluma ve toplumun geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Dozajı gün geçtikçe artan saldırılardan öğretmenleri kurtaracak gerekli tedbirlerin acilen alınması adına Eğitim-Bir-Sen Bursa Şubesi olarak, yetkilileri göreve davet ediyoruz. İlla bir öğretmenin ölmesi mi gerekmektedir? Toplum olarak öğretmenlerimizin yalnız olmadıklarını ve onlara sahip çıkıldığının gösterilmesini aksi halde bu menfur saldırıların ilk olmadığı gibi son da olmayacağını tüm yetkililere ve halkımıza hatırlatıyoruz” diyerek, sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Bilinmelidir ki öğretmenine değer vermeyen toplumların geleceği karanlıktır. Yapılan bu çirkin saldırıyı kınayarak, her türlü adli ve idari soruşturmanın takipçisi olacağımızın bilinmesini de isteriz.”
