Haber
2013-09-14 09:15:52
2013-2014 Eğitim Öğretim Yılı Sene Başı Basın Açıklaması

Eğitimde Çalışanların Da Yüzleri Gülmeli

Sbs Yerine ‘Yeni Sistem’ Son Değişikik Olmalı

Yeni Öğretmen Atamalarının Gerçekleşmesi Bir Zorunluluktur

Göreve Terfi Ve Ünvan Değişikliklerinin Üzerine Düşülmelidir

Kariyerden Uzak Ek Ders Esasları Değişmelidir

Eğitimde Tahsildarlık Dönemi Son Bulmalıdır

Engellilerin De Seleri Duyulmalıdır

Darbe Dönemi Mevzuatı Değiştirilmelidir

Eğitimde Demokratik Hak Benimsenmelidir

Eğitim Seferberliği İlan Edilmelidir

BURSA- Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, 2013-2014 Eğitim öğretim yılı başlangıcı için yaptığı basın açıklamasında önemli açıklamalar yaptı. Şeker,  eğitimde yeni sistem değişiklikleri, atamalar,  derslik problemleri, engelli eğitim kadroları, okullardaki mali işlemler üzerine konuştu.

Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, yeni eğitim öğretim yılında öğrencilere başarı dileklerinde bulunurken yeni dönemdeki eksikliklerin bir an önce giderilmesi gerektiğini Eğitim Bir Sen Bursa Şubesi Merkezi Mehmet Akif İnan Salon’da gerçekleştirdiği basın toplantısında anlattı.

Yeni Eğitim Öğretim Yılının Toplu Sözleşme Gibi Eğitim Çalışanlarına Hayırlar Getirmesini Diliyoruz

2013-2014 eğitim –öğretim yılında hem okula yeni başlayan hem de bir üst sınıfa geçen tüm öğrencilere başarı dileklerinde bulunan Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker “2014-2015 yılı toplu sözleşme sonuçlarıyla yüzleri gülen eğitim çalışanlarının Milli Eğitim Bakanlığı merkezli biriken sorunlarına çözüm getirme adına yetkili sendika olarak yaptığımız öneriler doğrultusunda atılan olumlu adımları takdirle karşılamakla birlikte yeterli bulmuyoruz. İki yıla yakın zamandır çıkarılmayan yönetmeliklerin bir biri ardına yayınlanıyor olması, özür grubu atamalarında eşlerin aile bütünlüğünü sağlama adına bütün şartların zorlanması gibi iyi niyet çerçevesinde ortaya konulan gayretleri önemsiyoruz. Eğitim çalışanlarının yaşadığı sorunların ortadan kaldırılması adına Kurum İdari Kurulu (KİK) toplantılarında imza altına aldığımız, ikili görüşmelerde altını çizdiğimiz ve çeşitli vesilelerle gündeme getirdiğimiz aşağıdaki hususlarda da somut adımlar atılmasını bekliyoruz. “ dedi.

Yeni eğitim-öğretim yılına; yeni sistem-dershane, kayıt-kapasite, atama-ihtiyaç, yönetici-rotasyon gibi kelimeler üzerinde yoğunlaşan tartışmalar değinen Şeker “ 2013-2014 eğitim-öğretim yılında ülke genelinde yaklaşık 17 milyon, Bursa yerelinde 550 bin öğrenci; ülke genelinde yeni 40 bin atamayla yaklaşık 846 bin öğretmen Bursa yerelinde ise 26 bin öğretmen pazartesi ders başı yapacaktır.” Dedi.

Eğitim Çalışanlarının Yüzünün Gülmesi Eğitimde de Yüzlerin Gülmesi Demektir

Eğitimcilerin yıllardır devam eden, 666 sayılı KHK ile ise tamamen gün yüzüne çıkan mali sorunlarının çözümü hususunda ortaya koydukları çalışmaların sonuç verdiğini belirten Şeker toplu sözleşmelerden her anlamda kazançlı çıktıklarını belirtti. Şeker “Öğretmenlerin özel hizmet tazminatına her ay 150 TL, öğretim yılına hazırlık ödeneğinde toplamda 210 TL, taban aylık zammı ile maaşlarda yüzde 14’lük artış, emekli ikramiyesinde bir kalemde 5.250 TL artış, toplu sözleşme ikramiyesine yüzde 33 oranında zam, emekli memur maaşlarına aylık 146 TL, 4/C’lilerin maaşlarında ise toplamda yüzde 50’ye varan iyileştirme gibi önemli kazanımlarla sonuçlanan toplu sözleşmede eğitim çalışanları kazançlı çıkmıştır. Pansiyonlu okullarda diğer okullardan gece nöbeti tutanlara 2 saat ilave ek ders ödenmesi, okul yöneticilerinin derse girme zorunlulukları nedeniyle yaşanan problemin çözümünde önemli adım olan müdür ve müdür başyardımcılarının haftada girmek zorunda oldukları 6 saat ek ders zorunluluğunun 2 saate düşürülmesi dâhil olmak üzere son iki yıl içerisinde toplu sözleşmelerde sadece eğitim çalışanlarına özel 18 kazanım ile eğitim çalışanlarının da yüzü gülmeye başlamıştır. 2002-2010 arası yapılan ve sıfır kazanımla sonuçlanan toplu görüşmelerde unutulan eğitim çalışanlarının biriken sorunlarının çözümünde Milli Eğitim Bakanlığı’na çok görev düşmektedir. Eğitim çalışanlarının yüzünün gülmesi, eğitimde işlerin iyi gitmesine vesile olacak ve başta Bakanlık olmak üzere öğrencilere ve velilere olumlu yansıyacaktır. “ dedi.

SBS Yerine “Yeni Sistem” Son Değişiklik Olmalı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın son yıllarda yaptığı YGS, OKS ve SBS üzerine çalışmaları değerlendiren Şeker “Milli Eğitim Bakanlığı, son 10 yılda YGS, OKS, SBS gibi 5 sistem değişikliğiyle ortaöğretime geçiş sistemi konusundaki arayışını sürdürmektedir. Dershane sektöründe patlamaya yol açan sınavlı geçiş sistemi yerine, sürece yayılmış merkezi çoklu sınavla ölçümü esas alan, “Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi”ni hayata geçirmeye çalışan Bakanlığın bir daha hata yapma lüksü bulunmamaktadır. Yeni sistem önerisi üzerinde yapılan tartışmaları da dikkate alarak son şeklinin verilmesi gereken yeni sistem, eğitimde yapılan son sistem değişikliği olmalıdır. “ dedi.

Yeni Öğretmen Ataması Gereklilik Değil Zorunluluktur

Milli Eğitim Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği 40 bin yeni öğretmen ataması hakkında da konuşan Şeker, bundan sonra da atamaların olması gerektiğini büyük ihtiyacın olduğunu belirtti. Şeker “Milli Eğitim Bakanlığı 40 bin yeni atama gerçekleştirmiştir. Eğitimde ücretli öğretmenlik uygulamasının tarih olması, sınıfların kadrolu öğretmenlerle buluşması için yeni öğretmen ataması gereklilik değil, zorunluluktur. 40 bin atama öncesi ‘acil olarak 100 bin atama yapılmalıdır’ diyerek öğretmen ihtiyacına dikkat çekmiştik. 60 puan uygulaması dolayısıyla bazı branşlarda açılan kontenjanlara yeterli oranda müracaat olmamış ve 3 binden fazla kadro boş kalmıştır. Boş kalan kontenjanlar için, ek atama ve öğretmen ihtiyacı göz önüne alındığında, yeni bir ilk atama kaçınılmazdır. “ dedi.

Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği İçin Acilen Çalışma Başlatılmalıdır

Görevlerinde terfi eden eğitim çalışanları için de önemli açıklamalar yapan Şeker “Şube müdürlüğü kadroları için 13 yıldır görevde yükselme takvimi uygulanmamaktadır. Şef kadroları için en son 2009 yılında atama gerçekleştirilmiş, merkez ve taşra teşkilatı memur kadrolarına atanabilmek için ise en son Mart 2010’da görevde yükselme sınavı gerçekleştirilmiştir. Teknisyen, tekniker, mühendis ve benzeri unvanları kapsayan ve yapılması planlanan unvan değişikliği sınavı ise 2011 yılı Ağustos ayında gündeme gelmiş, önce ertelenip sonra ise iptal edilmiştir. Bakanlık, görevde yükselme ve unvan değişikliği ile ilgili ivedilikle çalışma yapmalı ve talebi karşılamalıdır. “ dedi.

Kariyer Basamaklarıyla İlgili Düzenleme Yapılmalıdır

Şeker Öğretmenlerin gelecek planları için de çalışmalar yapılması gerektiğini açıklarken şunları söyledi. “Öğretmenlik kariyer basamaklarında 2005 yılında yapılan Yükselme Sınavı sonrası boş kontenjanlar üzerinden başlayan tartışmalar, Anayasa Mahkemesi’nin 21.5.2008 tarihli iptal kararıyla farklı bir boyut kazanmış fakat atılan adımların sonuçlandırılmaması üzerine aradan geçen 8 yıl içerisinde eğitim çalışanlarının mağduriyetleri artarak devam etmiştir. Bakanlık, öğretmenlik kariyer basamaklarında, yetkili sendikanın da bilgisi dâhilinde, gerekli düzenlemeleri bir an önce yapmalı ve 8 yıllık muammaya son vermelidir.”

Adaletten Uzak Ek Ders Esasları Değişmelidir

Ders saatlerindeki adaletsizlikten söz eden Şeker karmaşan bir an önce çözüme ulaşmasını belirtti Şeker “Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslardaki adaletsizlikler bir an önce giderilmelidir. Devam edilemeyen bir gün için 7 saat ek ders ücretini kesen, 2 gün işe gelmeyene 2 gün, gelmediysen geri kalan 3 günde gelme diye adeta 2 güne 3 gün bonus öngören ek ders esasları bir yığın adaletsizlik içermektedir. Okul türüne göre yöneticilerin haftalık alacakları ek ders oranlarında ve öğretmenlerin branş bazında maaş karşılığı okutmak zorunda oldukları ek ders saatlerinde yeniden gözden geçirmeyi gerekli kılan düzenlemeler masaya yatırılmalı ve adaletsizlik duygusunu güçlendiren çarpıklıklar bir an önce giderilmelidir.” dedi.

Okullara Öğrenci Başına Bütçe Aktarılmalı ve Eğitimde Tahsildarlık Dönemi Bitirilmelidir

Okulların ticarethane yapısından kurtulması gerektiğine ve mali konuların göz önünden uzaklaştırılarak yürütülmesi gerektiğini dile getiren Şeker “Eğitim kurumlarında öğrenci başına bütçe uygulaması artık kaçınılmaz olmuştur. Okullarda tahsildarlık dönemi tarih olmalıdır. Zaruri giderler dâhil ücretli personel gibi kaçınılmaz masraflar okul aile birliği bütçesinden karşılanmakta, dolayısıyla okul yönetimi, öğrenci ve veli arasına, iletişimi perdeleyen mali konular girmektedir. Okulların mali sorunları yük olmaktan çıkarılmalı ve eğitim yöneticilerinin asli işlerine yoğunlaşması sağlanarak eğitim liderliği yapmalarına fırsat verilmelidir. “ dedi

İl İçi Özür Grubu Talepleri de Dikkate Alınmalıdır

Engelli öğretmen kadrosunda yapılan düzenleme için Milli eğitim Bakanlığı’na teşekkürlerini sunan Şeker, engelli tayinlerinin de düzenlenmesi gerektiğini savundu. Şeker “Milli Eğitim Bakanlığı’nın taleplerimiz doğrultusunda özür başvurusunda bulunan öğretmenlerin tamamını tercih ettikleri illere ataması önemli bir sorunu çözmüş ve öğretmen eşlerin aile bütünlüğünü sağlamıştır. Bakanlık aynı şekilde, il içi özür grubu tayinlerini de yaparak, öğretmen ailelerine rahat bir nefes aldırmalıdır.” dedi.

Alan Değişikliği İptaline ve Alan Değiştirenlerin İptal Taleplerine Çözüm Getirilmelidir

Alan değişiklikleri konusunda da hataların olduğunu ve iptal taleplerine çözüm getirilmesi gerektiğini belirten Şeker “Milli Eğitim Bakanlığı, 15.05.2013 tarihli yazısında, alan değişikliği işlemlerinin Temmuz ayı içerisinde sonuçlandırılacağını duyurmasına rağmen alan değişikliği ve değişiklik iptal talepleri konusunda herhangi bir adım atılmamıştır. Danıştay 2. Dairesi’nin, 2012 Yılı Öğretmenlerin İl İçi Alan Değişikliği Kılavuzu’na yönelik açılan davalarda kısmi yürütmenin durdurulması kararı vermesi sonrası Zihinsel Engelliler Sınıf Öğretmenliği ve Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliğine alan değişikliği yapanlar, önceki alan ve görevlerine dönüşlerinde mağduriyet yaşamaktadır. Alan değişikliğine esas olmak üzere, Danıştay kararındaki gerekçede dikkate alınmak suretiyle 80 sayılı Talim ve Terbiye Kurulu kararında gerekli değişiklikler de yapılmalıdır. Konuya ilişkin sertifika programları vakit kaybetmeksizin başlatılmalı ve alan değişikliği iptali ile başlayan kargaşa, mağdurlar grubu oluşturulmadan aşılmalıdır. Bununla birlikte, yükseköğretim programlarının sınıf öğretmenliği alanı dışındaki başka alanlara atanmaya esas teşkil eden bölümlerinden mezun olup sınıf öğretmeni olarak çalışanların mezuniyet alanlarına atanmaları için alan değişikliği imkanı sağlanmalıdır.” dedi.

Norm Kadro Yönetmeliği Bir An Önce Yayınlanmalıdır

Milli Eğitim Bakanlığına çağrı yapan Şeker “Milli Eğitim Bakanlığı, çoğunlukla okul dönüşümlerini gerçekleştirmiş, lise türlerini yeniden tanımlamış ama değişen koşulları ve alanda yaşanan sorunları göz ardı ederek norm kadro yönetmeliğinde değişikliğe gitmemiştir. Bakanlık, yönetici ve öğretmenlerin norm kadro yönetmeliğini, paydaşların önerilerini de almak suretiyle acilen değiştirmelidir.” dedi

Öğretmen Dışı Personelin Görev Tanımı Hala Belirsizliğini Korumaktadır

Belirsizlikler konusuna eğilen Şeker “Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında çalışan yardımcı hizmetli, memur, şef vb. eğitim çalışanlarının görev tanımlarını içeren bir metin bulunmamakta, keyfilikler çalışanları mağdur etmektedir. Atama, yer değiştirme kriterleri de bulunmayan bu çalışanlarımızın geleceğinin amirinin iki dudağı arasından çıkacak karara bırakılması yakışmamaktadır. Bir an önce atama yer değiştirme kriterleri belirlenmeli, görev tanımları ise netleşmelidir.” dedi.

Yeni Derslik Yapımı Konusunda Seferberlik İlan Edilmelidir

Aynı bina içinde 3 okul uygulamasının kaldırılması gerektiğini ve yeni derslikler ve okulların açılmaı konusunda seferberlik ilan edilmesi gerektiğini belirten Şeker “4+4+4 eğitim sisteminin ruhunda, kademelendirilmiş müstakil okullar öngörülmektedir. İkili eğitim gören okulların son bulması, aynı binada üç okul uygulamasının bitirilmesi ve sınıf mevcutlarının OECD ortalamasına çekilebilmesi için yeni derslik yapımı konusunda seferberlik ilan edilmelidir. Az da olsa, balık istifi öğrencilerin bulunduğu bazı sınıflar geride bırakılmalı ve Türkiye, eğitimde fiziki kapasite artırımı için her imkânı değerlendirmelidir.” dedi.

Karma Eğitim Dayatması Yerine ‘Eğitimde Demokratik Hak’ Kavramı Benimsenmelidir

Eğitimde bazı dayatmaların artık son bulması gerektiğini altını çizen Şeker “1927 yılında Ortaöğretim Dairesi’nin eğitimin karma olması yönündeki teklifine zamanın Talim ve Terbiye Dairesi’nin karşı çıkmasına rağmen Maarif Vekili Mustafa Necati tarafından hayata geçirilen ve 28 Şubat’ta kalıcı hale getirmek için Milli Eğitim Kanunu’nda değişiklik yapan zihniyet, halkın demokratik haklarını hiçe saymaktadır. 1999’da Milli Eğitim Kanunu’nun 15. maddesini “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır” şeklinde değiştirenler, özel eğitim kurumlarını ve dershaneleri dahi kapsayacak şekilde dayatmanın sınırlarını genişleterek Avrupa’da “Yüzyılın Pedagojik Yanlışı” diye adlandırılan, bilimsel verilerin iddiaları doğruladığı bir yanlışa herkesi mahkûm etmiştir. Devletin görevi, insanlara dayatma yapmak değil, demokratik haklarını tanımaktır.” dedi.

Öğrencilerin Kılık ve Kıyafet Yönetmeliğindeki Sınırlama Kaldırılmalıdır

Öğrencilerin kılık ve kıyafet yönetmeliği hakkında da önemli açıklamalar yapan Şeker “Kasım 2012’de Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te yapılan değişiklikle imam hatip ortaokulları ve liseleri ile çok programlı liselerin imam hatip programlarında tüm derslerde kız öğrencilere hakları iade edilmiş, inancı gereği başlarını örtmek isteyen öğrencilere dayatmadan vazgeçilmiştir. Ortaokul ve liselerde ise sadece seçmeli Kur’an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebilecekleri hüküm altına alınarak ders merkezli özgürlük anlayışı meşrulaştırılmaya çalışılmış ve dayatmanın yaşamasına olanak sağlanmıştır. Bakanlık, hiçbir öğrencinin inanç özgürlüğünü kısıtlamamalı ve yönetmelikteki sınırlamayı kaldırarak, kız öğrencilerin haklarını toptan iade etmelidir. “ dedi.

Şapka Kanununa Dönen Kılık ve Kıyafet Dayatmasına Kaynaklık Teşkil Eden Darbe Dönemi Mevzuatı Değiştirilmelidir

12 Eylül darbesini bir kez daha kınayan Şeker O döneme ait mevzuatların kaldırılması gerektiğini ve gerekli düzenlemelerin vakit kaybedilmeden yapılmasını istedi. Şeker “1982 yılından kalma darbe döneminin iklimini yansıtan kılık ve kıyafet yönetmeliği bir an önce değiştirilmelidir. Çalışanların saçı, bıyığı, ayakkabı topuk boyu, pantolonunun kumaşı, kazağının yakası ve başının açık olup olmaması gibi birçok gereksiz ve gülünç ayrıntıları içeren ucube yönetmelik tarihteki kirli yerini almalıdır. Danıştay 12. Dairesi’nin “başörtüsü ceza gerekçesi olamaz” kararı, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun yönetmelikten “görev mahallinde baş daima açık ibaresi çıkarılmalıdır” tavsiyesi hükümet tarafından dikkate alınmalı ve gerçekleştirdiğimiz kampanya sonucunda toplanan 12 milyon 300 bin imza ile kamuda özgürlük eksenli en büyük talebe dönüşen yasak acilen kaldırılmalıdır.” dedi.

Seçmeli derslerdeki sorunlar

Ders müfredatları hakkında da konuşan Şeker seçmeli derslerde sorunların bulunduğunu belirtti. Şeker “Seçmeli dersler konusunda bazı okul idarecilerinin öğrenci velilerini kasıtlı olarak yanlış yönlendirdiklerini, öğrencilerin istedikleri dersi seçemeyeceklerini ifade ederek, okul idaresinin oluşturdukları paket ders gruplarından birini seçmeye zorlandıkları bilgileri bize ulaşmaktadır. Sendika olarak ders seçimlerinin kesinlikle veli tercihlerine bırakılması gerektiğini, yönetmeliğinde bu şekilde olduğunu ifade ederek bunun aksine hareket edenler hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı buradan ilan ediyoruz. Ayrıca 10. Sınıflarda bu yıl tercih yapılamayacağını tercihlerin bir kereye mahsus olmak üzere 9. Sınıfta yapılacağını ileri sürerek kasıtlı ve yanlış bilgilendirme ile ders seçimlerinin engellenmeye çalışıldığı tespit edilmiştir. “ dedi.

Bu duygu ve düşüncelerle, hizmetlisinden memuruna, öğretmeninden idarecisine kadar eğitimin tüm paydaşlarına teşekkür eden Şeker “ 2013-2014 eğitim öğretim yılının Bursa ve ülkemiz açısından hayırlı olmasını diliyor, tüm eğitim çalışanlarına başarılar dilerim.” dedi

 

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen